Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, kararda; Bu yıl yaşanan çevresel ve iklimsel faktörlere bağlı olarak alındığını vurgulayan, “Marmara Denizi ekosisteminin korunması ve gelecekte balıkçılarımıza daha fazla ekonomik katkı sağlamak amacı ile Marmara Denizi ve İstanbul’da hamsi avcılığı ve Çanakkale Boğazları yarından itibaren durdurulacak.Yasanın izin verdiği boy ölçütlerine uymayan bireylerin oranında artış ve et verimliliğinde düşüş tespit edildi.Buna bağlı olarak boyda artış gözlendi. Değerlendirilmeyen ve pazarlanamayan avlanan balıklar devam etmektedir.Bu gelişmelerin önümüzdeki yıllarda hamsi stoklarını ve anaçları olumsuz etkileyeceği dikkate alındığında, balıkçılık yönetimi açısından acil önlem alınması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Balıkçılıkla ilgili sivil toplum kuruluşlarının talepleri ve akademisyenlerin önerileri doğrultusunda gerekli kararlar alındı. Bakanlığımız bünyesinde oluşturulan Su Ürünleri ve Su İşleri Bilimsel ve Teknik Danışma Kurulu üyeleridir. Bu kapsamda, önümüzdeki yıllarda hamsi stoklarımızın olumsuz etkilenmemesi, Marmara Denizi ekosisteminin korunması ve gelecekte balıkçılara daha fazla ekonomik katkı sağlanması amacıyla Marmara Denizi’nde her türlü ticari hamsi avcılığı durdurulacak ve 15 Nisan 2023 tarihine kadar devam edecek uygulama ile halkımızın hamsi ihtiyacı, avlanmanın serbest olduğu bölgelerden avlanan ve soğukta muhafaza edilen eserlerle karşılanmaya devam edilecek. depolamak. İstavrit, lüfer ve mezgit gibi diğer türlerin avlanmasında herhangi bir kısıtlama uygulanmadı.”
DENETİMLER YAPILMASINA DEVAM EDİLECEK
Açıklamanın devamında, “Sahada alınan kararın uygulanmasını sağlamak amacıyla tüm imkanlar seferber edilerek Bakanlığımız denetimleri geçmişte olduğu gibi devam edecek” denildi. Halkımızın gerekli hassasiyeti göstererek hamsi avlamaması, 9 santimetreden küçük hamsi almaması ve böyle bir durumla karşılaşması halinde Tarım Orman İl/İlçe Müdürlüklerine veya Alo 174 hattına haber vermesi büyük önem arz etmektedir. ülkemizdeki su ürünleri stoklarının korunması ve sürdürülebilirliği açısından hayati önem taşımaktadır.” .
